İnsan doğmak, insana ilâhi bir
ihsandır;
Dinde zorlama yoktur, insan
hürdür elbette.
Allah'tan korkana, ölüm yâr
gelir;
Tapular; bir nefeslik saltanatın
tâcıdır ,
Ne bir savcı kalırdı, ne bir
yargıç ne yasa;
Kâmil insan odur ki; hiçbir şeye
şaşırmaz,
Allah için gayretin
zerresi
boşa gitmez,
İnsanlara aldırma, herkes ne
derse desin,
Mala, mülke, evlada, etme bu
kadar meyil;
Şerefin sebebi, sanma neseptir;
Şu toz duman dünyadan, arada bir
kaçıver;
Ya Allah'a baş eğer, hiç kimseye
eğmezsin;
Ya Allah'a baş eğer, özgürlüğe
koşarsın;
Toplumlar âbâd olur, âlimleri
âlimse,
Rütbe var; yazılır, mezar
taşına;
İnsanca yaşamanın “düşünmektir”
kıstası,
Şeytan, önce insana, Allah'ı
unutturur;
İnsan olmak istersen, gaflet
perdeni kaldır,
Şeytanla her savaşa, hiç
korkusuzca varım, Bil ki bu
fâni dünya, sınavdan ibârettir, Hiç korkma
! Allah aşkı, sana senden yâr
ise;
İlle de bir tokat mı, yemelisin
ensene?
Yâr olmaz servetinin, sana bir
tek kuruşu;
Âlim sanma, her gideni mektebe;
Her çilenin bir ecri, gecenin
fecri vardır,
Dünya hırsı doyurmaz, yedikçe aç
kalırsın;
Toprak, nasıl da eğmiş, nice
mağrur başları;
İnsanı ateş değil, kendi gafleti
yakar,
İnsanı ateş değil, kendi gafleti
yakar;
Nefsi için sevene, hevâ, heves
hoş gelir,
Kur’ân eczanesinde, her derde
devâ vardır;
İslâm'a sınır yoktur, kim var
diyorsa yalan;
Konuşuyor insanın kalp gözündeki
mercek,
Sanma ki; önünde, seçenekler
çok,
Bitmez bu kan, bu hüsran,
görünüyor açıkça;
Sen özünden kaçarsan, ölüm
gözünden kaçar;
Dünyada mal, mülk, para, üç
günlük yığınaktır,
Yeter ki bir insanı, Allah için
sevindir;
Bilesin ki son Nebî, sana en
güzel rehber;
Kendine âlim diyen, nefsine ki
zâlimdir,
Her yeni gün bembeyaz bir
sayfadır önünde;
Bir mevtânın sırtında, takvâ
hırkası varsa;
Ne şan şöhrete koşar, ne Hakk
yolundan şaşar,
“Allah” dersen mürtecî, “Tanrı”
dersen çağdaşsın;
Mal, mülk, para tutkusu, nefsine
gelse de hoş;
Ben uyanmam diyene, boşa nefes
tüketme;
Hiç kimseyi kurtarmaz,
maddiyatın çokluğu,
Takma sakın şeytanın, o süslü
kemendini
Yeryüzü dediğin, bir koca mâbet,
Sen uyanık oldukça, şeytan gâlip
gelemez,
Her musibette vardır, elbette ki
bir neden;
Zannetme ki sabır, boşa emektir,
Namus, şeref, haysiyet; zor
taşınan bir yüktür,
Allah’a borç vermenin, yolları
çok çeşittir;
Sor bakalım kendine; gerçekten
ayık mısın?
Zannetme ki o Kur’ân, anlaşılmaz
kitaptır;
Kapılırsan dünyanın iki günlük
bahtına;
Mezar denen berzâha, çâresiz
girilecek;
Selâmet istiyorsan, isteme
kuldan medet;
Bu dünya, korkuların putlarıyla
doludur;
Zekâtla arınmamış, servetin
cümlesi kor;
Dosta ikrâm, zannetme ki;
zahmettir
Ölmeden ölene, ölüm bir şölen;
Kulu kul eyleyen, bil ki; çul
değil;
Ne insanı küçümse, ne de büyüt
gözünde,
Şu dünya denilen, mal mülk
harmanı,
Ey insan ! Yalnızlıktan şikâyet
etme sakın;
Yalnızlık; her insanı, yoklayan
bir bunaltı;
İyi niyet, merhamet, elbette
meziyettir; Her şeyin aşırısı;
sınırları taşırır,
Allah şuuru yoksa, insanın
temelinde,
Şeytan ve kibir dersi,
vermedikçe mektepler;
Tüm sosyal sancılar kolayca
biter,
Okulları tarife gerekmez fazla
kelam;
Ey analar, babalar, evlatları
yakmayın;
İyi niyet, merhamet; elbette
meziyettir
Hem nefsine kul olmuş, nefsini
etmiş ilâh,
Kibirden köpürenler, affetmeyi
ne bilir?
Kusurları bağışla.. Kalbinde
saklı tutma;
İnsanlar bu dünyada üç günlük
muhacirdir;
Üç günlük dünya için, maddi
çekap her yerde;
Üç kuruşluk dünyaya, âhireti
satanlar;
Diriler konuşurken, sığmıyorlar
bir kaba;
Kainatta her nesne, her an
Hakk’ı zikirde,
Aslında karıncalar insanları
eziyor,
Ben duymam diyene, sözler ne
yapsın!
Sanma Sırat geçilir, torpille,
iltimasla;
Sende yoksa tefekkür, cehline
akıl n'etsin?
Tefekkürsüz bir toplum, başıboş
kâfiledir,
En zorlu savaş bile, bil ki
zaferle biter;
Bizim yargılarımız, kurtarır
sanma bizi,
Câhillerin cüreti, âlimleri
üzemez;
Kalp gözü görmeyene, boşa lamba
yakılmaz;
Öyle gözler gördüm ki; bakan
birer kördüler,
Vesveseler kalbinde, imânı
söndürmesin;
Kâinatta ne varsa, her şey diyor
ki; UYAN !
Ey insan ! Sen kendini başıboş
mu sanırsın?
Allah’ı bilen insan, kör nefsine
yenilmez,
Hayvan bile denilmez, insanın
gâfiline;
Şeytanlara geçtikçe insanların
ipleri,
Kim Allah'tan korkarsa, onda ne
gam, ne keder,
Kulda vefa aramak beyhude bir
emektir,
Serapta su aramak , beyhude bir
emektir,
Dünyada her vefânın, er geç
vefatı vardır;
Öyle bir secde et ki; kibir yere
çakılsın,
Güzel insan; Kur’ân’ın aynasında
süslenir,
Güzel insan; cenneti,
cömertlikte görendir,
İnsan olmak; hayatı irfanla
dokumaktır;
Kuran gözlerle değil, gönüllerle
okunur;
Bu dünya bir rüyâ, renklere
kanma;
İnsanoğlu unutmuş aklının
şifresini;
Günümüzde dijital bir hayâlet belirdi;
Başıboş bıraktıkça şu
bilgisayarları,
İnsanoğlu sevmiyor tefekkürü,
fikiri;
İlâhî mahkemede, “inandım” demek
yetmez;
İçkilerin verdiği sarhoşluk
yıkıcıdır;
Neden asâlet değil, rezâlet
tez
yayılır?
Sosyal
medya kirletti, insani algıları;
Şeytanlaşan medyadan, irfânını
sakındır,
Günümüzde zorlaştı fikirleri
pişirmek,
Her insanda fitne vardır,
Unutmaki her insan, her an canlı
yayında,
Günümüz insanı, maddede etkin; Günümüz dünyasında, çıldırdıkça
maddiyat,
Bil ki; bu dünya malı, üç günlük
pılı pırtı,
İnsanın kalp gözünden,
dökülmedikçe yaşlar,
Keşke şu insanoğlu, kalp gözünü
açsaydı,
Küçücük bir Korona, koca dünyayı
yuttu;
Sosyal medya virüsü, Korona’yı
solladı;
Bir insan aleyhinde, hükümler
vermek için;
Üç hastalık, musallattır
herkese;
Siyonistler vurdukça, dönüyorsun
şaşkına;
Allah’ın sevdiği kul, zulme
karşı durandır;
Yedi düvel, zulümde birleşseler
ne çıkar;
Tüm dünya devletleri, oldular
eli kanlı;
Tüm küffar orduları, olsalar da
müsellah;
Ölümü öldürdükçe, bu milletin
neferi;
Ey müslüman! Kurtul yürek
pasından;
Bir taş atsaydım eğer, kör kuyu
ses verirdi;
Siyonist eşkiyâlar, avaz avaz
her yerde;
Dünya müslümanları, Kur’ân’dan
uzaklaştı;
Aksâ hedef seçildi, vurmak için
bu dîne;
İki milyar müslüman, bir kez
ayağa kalksa,
Ey İslam âlimleri! Bu günah
yeter size;
Ey “Paralel”! O dilin, pek
yakında susacak;
Zannetme ki çocuğum, kötü bir
rüyadasın;
Ta ki; inmedikçe, kalplere
Kur’ân,
Sen ey “çağdaş” müslüman,
ayetlere küs müsün?
Nice köleler var ki; iffetin
kalesidir,
Moda sık sık değişen bir hevâ
dürtüsüdür;
Bir lokma da olsa haram yediğin,
Allah rızası asıl.. Geri kalan
fasıldır ;
Yanında duruyorken, Kur'ân gibi
bir liman;
Her selâmet kapısı, bir selâmla
açılır,
Neden şu insanoğlu, kendini
böyle üzer?
Akıl hiçbir insana mutluluk
vermez .. Niçin?
Kim demiş ki insana; "düşünen
hayvan" diye?
Nice insan gördüm ki; tefekküre
dalmamış;
İnsan gördüm; kin ve nefret
kusmada,
İnsan var; yangınları,
büyütmeden söndürür;
Sanma ki her kalıbın, içindeki
insandır,
Nâmus, şeref, haysiyet, mânevî
emânettir;
Nefret ve merhamette, ölçülerden
şaşmayın;
Kur’ân ile beslenir, kulda
mânevî doku.
Kurtuluş yok ! Bilesin, sınavla
sarsılmadan;
Kurtuluş yok ! Kur’ân’ı kalbine
indirmeden.
Kim istiyorsa eğer, iki cihanda
felâh;
Ümitsiz olma sakın, olsa da
hâlin beter;
Her derdin devâsı var, Allah’a
sığın yeter;
Ne
mutlu takvâ denen hırkayı
giyenlere;
Kurtuluşa erenler, gerçeği
görenlerdir;
Bırak artık inadı, kurtuluşun
secdede;
Dünya müslümanları, Kur'ân 'la
yüzleşmeden,
Dünya müslümanları neden böyle
buhranda;
Dünya battı batıyor, şeytan
keyif çatıyor,
Kur’ân inmemiştir ne dağ ne
taşa,
Günah sofrasından doğrulmayanın,
Ne kaldı ki, putlaştırıp
tapmadık ?
Eğer ki bir insanın, çatlarsa ar
damarı;
O âlim ki; zâlimdir, haddini
bilmedikçe,
Yoksa bir insanın, vefâsı ahde;
Gönül, en zor gününde, nice
dostuna koştu,
Hem, İslam dinine “çağdışı”
dersin,
Çekmedi şu İslâm, çekmedi zinhar
!
Hem şükür bilmeyen kulsun,
İnsan, kendi eliyle, kendisini
tüketti;
İnsanlığı öldürdü sosyal medya
virüsü,
Kimi insan, uyanmış, secdede
emekliyor;
Yaşarken, geçimsiz biriysen
şayet;
İftirâ
bir fitnedir, fitne katilden
beter;
Kibir iflâs eder, ancak ihlâsla;
Unutmaki her insan, her an canlı
yayında,
Her korku insanları, gör ki
uzaklaştırır;
Oruç tutmak; sadece aç susuz
kalmak mıdır?
Midemizi açlığa, biraz
alıştıralım,
Hem kalp gözünde perde, hem
derki Allah nerde?
İnsanoğlu fıtrata uyuyor mu
acaba?
Sosyal medya virüsleri, Koronayı
solladı;
Kimde varsa vesvese, o girmiştir
kafese;
Gerçek antidepresan, yoktur
eczanelerde;
Her derde devâ bulur, Kur’ân’la beslenenler;
Orta yoldan ayrılma ki; gülesin.
Korkaklar her gün ölür, bir gün
olsun yaşamaz;
Sefâdan vazgeçer, vefâ seçerdi;
Adâlet zulmetmez... Adâlet
yüce...
Sen ki; asla dönmezsin,
kullarına sözünden;
Tekme, tokat, yumruklar
âcizlerin işidir,
Ey karamsar müslüman! Sana bir
çift sözüm var;
Bu hayat denizinde, boğma sakın
ümidi,
Çorbaya şükredersen, fazlasını
bulursun;
Tarih içinde nice, karanlık
çağlar gördüm;
İrfandır, insanları yücelten
ortak payda;
Neden bazı insanlar, bardakları
taşırır?
Sınıf geçmek için
hayat
dersinde,
Kendine gel ey insan ! Sanma ki
rüyâdasın;
Sen gönlünü açarsan, Allah onu
doldurur,
Görsek de insanı, hayvandan
ayrı;
Hayvanlara kızmayın, mâzeretleri
çoktur,
Bırak başkasına ayna tutmayı,
Tutkular; tutsaklığın oltasını
yutmaktır.
Olsan da Kârun kadar, bu dünyaya
hissedâr;
Hayvanların etleri, derileri bir
değer,
Namaz; insanoğlunun ilâhî bir
şansıdır;
Namaz, HAKK’la sözleşme, nefs
ile yüzleşmedir;
Bir lâhza boş kalmaz, sînede
canlar;
Ne Asya, ne Avrupa, ne Afrika ne
Çin'de;
Dostu da düşmanı da, insanın
kendisidir;
Kim nefsine uyarsa, olur hüsrâna
yakın,
Kur’ân’la beslenenler, gerçek
âlimi tanır;
İlim ehli âlimin, irfânı yüce
gerek,
Nice âlim geçinen akademik
cesetler;
Nice fakirler gördüm, deniz
kadar enginler,
Günümüzün dünyası, taşıyamaz bu
kiri;
Vicdanlar susuz kaldı,
kıvranıyor çöllerde;
Eğer ki; bir insandan,
beklediğin yok ise;
Mutsuz olur; zirveye çıkmak için
yarışan,
Ben âcizim.. Allah’ın takdiriyle
yarışmam;
Merhametin olmasaydı, olurduk
harâb;
Kimi var; görünüyor önünde akıl
yolu,
Şahsiyetli müslüman, dik durduğu
sürece;
İki günlük yol için, hemen
sıvanır kollar;
Her akşam sofranda, şarabın
rakın,
Sevgili hayvanlar,
İnsanlara ‘‘Dur!’’ dedim; tekme
tokat vurdular.
Eşeğe çüş deseniz, eşek anlar ve
çüşer.
Bilesin ki; hiç değişmez, bu
ticaret yasası;
Hakk’a teslim olsun, yeter ki
beden;
Eğer varsa Allah’a, tam bir
teslimiyetin;
Allah rızası için, niyet varsa
temelde;
İhlas ile söylenen sözler geçse
de kayda;
Nice müslüman var ki samimiyet
özürlü,
Münâfıklar, müşrikler, iki
kardeş gibidir.
İster müşrik, münafık, ister
mü’min seversin,
Çok titriyorsam eğer, sanma ki
üşüyorum;
Neden bunca vahşetin tek çâresi
Kur’ân’dır?
Her fitne bir mayındır, Kur’ân
ise dedektör;
Diyorlar ki; Tanrı, Allah
demektir;
Yaklaşıyor Kıyamet, bu oynanan
son perde,
Savaş açtığın varlık, Âlemlerin
Sahibi;
Kur'ân'a harp açmadan, hele önce
bir düşün;
O’na secde ederken, hem de bütün
kâinat;
Nice canlı cesetler gördüm ki
yaşıyorlar;
Secdeden cennetlere nice yollar
gidiyor,
Ölümden sonra yoktur ömürlerin
kazâsı ;
Belki de almaktasın, şu anda son
nefesi,
İnsanoğlu baksaydı, gerçeğin
merceğinden ;
İnsanlık onuruna, yargıçlar
hissedârdır;
Kimin varsa elinde, nalıncının
keseri;
Unutma ki; balçıktır, insanların
hamuru,
Büyük de olsa günah, bil ki
tevbesi vardır;
Kim ki dîni yaşamaz, edep
yolundan sapar;
Ömrünce secde ettin, mala mülke,
paraya;
Neden ahlâk kıstası, hayvanlarda
bulunmaz?
İbâdette riyânın, sonu şirke
uzanır;
Allah zorda kalanın, hâlinden
haberdardır,
İbadette kabulün, göstergesi
niyettir.
Kur’ân’a sorarsan; “gıybet” ne
demek?
Ey ölmüş kardeşinin, etleriyle
beslenen !
Manda gibi kalındı, utanmazın
derisi;
Utanmaya niyeti olmayan bir
gâfile;
Ey şair! Kaleminle, çanak tutma
harama,
Mezar; fâni dillerin, müşterek
lehçesidir;
Dünyayı titreten, fermanım olsa,
Kibir zerre de olsa, barındırma
kendinde;
Ermiyor “çağdaşların” aklı başka
bir aşka;
Kendini kurtarmaktan âciz nice
kahraman(!) ,
Senin derdin; ne vatan, ne
Sakarya, ne millet.
Elbette ki özgürsün, her tür
haltı yemeye,
Nice entel züppeler, cübbelere
saklanır;
Kur’ân’daki ahlâka, hep “irticâ”
dediler;
Kafatasçı tortular, sanma kolay
süzülür;
Beyin var; şaşırsa da, yolu
bulur zamanla,
Bizler burdayız diyor, Kur'ân'a
kin kusanlar;
Allah’ım! Yaşadıkça artıyor
vebâlimiz;
Ben zenciyim diye mi, bu alaylı
gülüşün?
Zencilerle
beyazlar, Allah katında denktir; Şaka bazen lâtiftir, insanlar
güler geçer;
Makam, mevki, para, pul, insan
olmaya yetmez,
Ümitsizlik; şeytanın kurduğu bir
tuzaktır,
Bil ki; Allah’ın affı, azâbından
yücedir;
Sırattan geçmek için, iki kanat
gerekli;
Fâizin güler yüzlü maskesine
aldanma;
Sorsam da söyleme, dînini bana;
Bil ki; her ibâdetin, ince
hesabı vardır;
Zenginde gizli kibir, gizli bir
intihardır;
Allah’ın huzuruna, elleri boş
gidilmez,
Sözümüz gitse bile, insanların
hoşuna,
Bilesin ki semâlar, mirâc ile
aşılır;
Ne mutlu ! Beş vakitte, Huzur’a
koşanlara;
İhlaslı bir namazın her secdesi
bir düğün;
Yaşlılık; ceza değil, ilâhi bir
ihsandır;
Sabır, insanoğluna, Allah’tan bir ihsândır;
Bu dünya sınavında, insan bazen
yorulur;
Yalnızlık duygusunu, asla
kalbinde tutma;
Diriler mal peşinde, hadlerini
aştılar,
Allah’ı unutturdu, kulda karın
tokluğu;
Allah’ı unutturdu, günümüzde
maddiyat;
Güneş, ay tutulunca, karanlıklar
bir anlık;
Doğruyu istiyorsan, eğriye bakma
sakın;
Cenneti kim dilerse; kalp gözünü
açmalı,
Cennet müjdesidir şu ki kelam;
Selamet istiyenler ayetlerden
kaçmasın
Olmasaydı Allah'ın, lütuf ve
merhameti;
Vesveseler tuzaktır, kimse
etmesin meyil;
Mutluluk isteyenler; vesveseden
kaçmalı,
Güzel insan odur ki; Kur’ân ile
barışır,
Emellere kavuşmak, herkeste
ortak payda;
Paylaşmak, her insanın mânevî
gıdasıdır;
Kim ki ; Ölmeden önce, ölüm ile
yüzleşir,
Allah, tüm kâinata, hükmünü
duyurandır,
İnsana, başkasını yargılamak
kolaydır.
Herşeyin çâresi var,
çâresizliğin bile,
Tarih, sana kaç bin yıl, ömür
biçerse biçsin;
Sen açtıkça o beden, nice nefsi
dürtecek;
Bunca yıldır, boş bakarsın, bu
pazardan mezara;
Kâinatı okursan; nice dersler
alırsın,
Kur’ân merceğini kalbine taksın;
Kur’ân’ın sözü kaldı, özünü
yasakladık,
Şeytan denen virüsler, mutasyona
bürünür,
Öncelikle kalbini, takvâ ile
kurgula;
Her rüzgara eğilen, alışır, dik
duramaz;
İnsan olmak, bilincin,
bilincinde olmaktır,
İnsan olmak; yarayı, adâletle
sarmaktır;
Dünyayı amaç bilmek, şirke varan
gaflettir;
Kibir, her kıvılcımı, bir
yangına döndürür;
Şeytan, her vesveseyi, bir
yangına döndürür;
Ümitsizlik haramdır,
karamsarlığı bırak;
Şiir var; mezedir meyhanelerde,
Şiirde şuûr varsa, insanı
uyandırır;
Allah diyen şaire, mânevî gözler
gerek;
Müslümanlar, bir türlü iflâh
olmuyor, neden?
Dengenin engelidir, şeytanların
çengeli,
İnsanoğlu bilmeden, kendini ilâh
görür;
Yeter ki, bir günahkâr,
Allah’tan af dilesin;
Allah’a isyândır, duânın terki;
Sabır çöllerinde, açan gülleri;
Aklı selim, fikrini, fikirlerle
savunur,
Korkutmuşlar..“irticâ” diye diye
bizleri;
İnsanlar düşünürler, asla haram
yemezler,
Ne sadaka, ne zekât, ne verdiğin
yemekler;
Hâlâ doyurmuyorsa, seni bu
servet bile;
Fakirlerin çokluğu, zenginlerin
tokluğu:
Günümüzün dünyası, taşıyamaz bu
kiri;
İsrafa teşvik etmek, şeytanların
işidir;
Geçim sıkıntısını, kaderine
yükleme;
Allah servet sırrını, kullarına
duyurdu;
İnsanoğlu, bir ömür, nefsi ile
yüzleşir;
Silahlar konuşunca; kan kusar,
nefret kusar,
Korkulardan korkanı, korkular er
geç bulur;
Ne tıbbî mûcizeler, ne estetik
savaşlar;
Yaşlananlar boş yere estetiğe
tâliptir;
"Akıl" artı "duygu", eşittir :
"insan",
Hâlis fitre filtredir; serveti
arındırır,
Engel; ne göz, ne kulak, ne
bacak, ne de kolda;
Günümüzde meskenler, canlı
cesetle dolmuş;
"Hayvan" sözü sanma ki; çok kötü
bir sıfattır,
Ahlâk otobanında, kırmızıda
duranlar;
Bil ki sen aşmadıkça bencilliğin
bendini;
Sanma ki; zorbalıkla yolumdan
döneceğim;
Gizli kibir, gizli şirk, sanma
sana uzaktır;
Sen kendini gerçekten,
istiyorsan tanımak,
Uzaklaş ! Kibirden, kinden,
hasetten;
Allah’ın rızâsı, değilse gâye;
Faydası varsa eğer, etmeli
istişâre;
‘‘Ben insanım’’ demekle, insan
insan olaydı;
‘‘Müslümanım’’ demekle, insan
mü’min olaydı,
“Kalbim temiz” demekle, kalpler
temiz olaydı,
İşte Kur’ân apaçık, işte akıl,
işte sen;
Yer verme kalbinde, başka bir
aşka;
Ne sarıl ne kucaklaş, ne darıl
ne uzaklaş,
Ne şan, şöhret, îtibar, ne bir
erdem, ne vakar;
Sahtekârlık var ise, bir insanın
kanında;
Yoksa eğer kişinin, kendisine
saygısı,
İnsanları hayâdan, haysiyetten
soydular;
Nice ölümsüz aşklar bekliyorken
Cennette,
Eş seçerken zarf değil, önce
mazrûfa bakın;
Cennet seni bekliyor.. Bu
dünyada boş durma;
Bil ki; Allah her şeyi, senin
için yarattı,
Her kim öğrenirse, günde bir
âyet;
Her kim öğrenirse, günde bir
âyet;
Dünya hayatı yalan, gerçek
hayatsa yakın,
İlmine hiç güvenme; derya olsan
nâfile.
Ne şan, şöhret, ne saray, ne
saltanat, ne para;
Gerçeği arıyorsan, ayağın yere
bassın,
Gaflet içinde gördüm, nice canlı
cesedi ;
Hırs perdesi varsa, insan
gözünde ;
İnsan güzelliği, ne göz, ne
kaşta;
Ey zenginler ! Serveti âyetlerle
dokuyun,
Bu dünyanın gülleri, dikeniyle
güzeldir,
Malın, mülkün, şöhretin, dünyada
her şeyin var;
Hakk'a kulluk yarışıdır bu
yarış,
Yoktur.. Amelinde Kur'ân'dan
eser,
Mümin düşmanıdır, şeytandan
beter,
O gâfil nefsine, haddini bildir;
Ey müslüman ! Mü’min mi, yoksa
münâfık mısın?
"Lâ ilahe illallah" diyenler
sözde çoktur;
Ne şirkten vazgeçiyor, ne
totemden, ne puttan;
Nice insan Kur’ân’ı anlamadan
okuyor,
Günümüzde âdetler, âyetlerle
yarıştı;
"Ya Hak söyle ya sus" buyurdu
Resul,
Hiç endişe etme, cennet
senindir;
Kur’ân denge çubuğu.. Hiç
düşürme elinden,
Bir avuç kara toprak, üç metre
kefen için,
Gönül gözü görmeyen, can gözünü
neylesin,
Uyan artık ey insan! Sen bir
ilâh değilsin;
Secde yoksa eğer, bil ki
bedende;
Baş eğerken emrine, bu kâinat,
bu mizân;
Yetmiyor kudretine, hiç bir söz,
hiçbir lisan;
Uyan artık ey insan ! Yetmez mi
bunca zillet ?
Mühürlenen bir kalbi, kullar
asla açamaz.
Söyle ey insanoğlu ! Bu kaçışın
nereye ?
İrfânın göstergesi, ne sûret ne
sîrettir;
Nice gaflet duvarları örmüşüz;
Ne hazda haz buldum, ne azda
çokta;
Sâkin ol.. Öfkeni tut..
İnsanlarla dalaşma,
Varsa ki, bir insanda,
alışkanlık körlüğü;
Göz değil, gönüldedir bir
insanın körlüğü,
Ey insan! Kalbindeki şu gafleti
sil artık,
Doğru söze gerekmez fazla kelam,
Ne servet, ne şöhretin, takvâda
payı vardır;
İnsanoğlu yedikçe nefsinin
sillesini,
Elbette ki şeytanın bir
üstünlüğü vardır,
Kur’ân; tüm insanlığın, ihyâsı
için vardır,
Ey Cennet Kapısında, af bekleyen
günahkâr !
Ölüler der geçeriz, kefeni her
giyene;
Dünyadaki secdeler, âhirette
azıktır;
Namaz borcu ödenmez, bil ki
çekle, senetle;
Açıldıkça insanın Kur’ân ile
arası;
Ne mutlu gözündeki çapakları
silene;
Allah için düşün, Allah için
koş;
Görüneni görürsen, görünmeyen
görünür
Kim, Kur’ân merceğini, kalp
gözüne takarsa;
İnsanlar zâlimleşti, Hakk
yolundan sapalı;
Günümüz, bir fitnenin yayıldığı
bir gündür;
Kâinat ve kurân’da, var olan her
âyeti;
Hidâyet hırkasını, Kur’ân ile
dokuyun,
Bire karşı yedi yüz kazandıran
ticaret;
İnsan, namaz kılarken, kalp
gözünü açmalı;
Tefrikalar İslâm’a, nice fitne
ekiyor;
Ey kibirli insanlar! Bu gafleti
bırakın;
Ey günahkar insanlar! Ümit
kesmeyin sakın;
BAKARA yüz doksan bir ve iki yüz
on yedi;
Fitnenin dehşetinden, gâfil
olmayın sakın;
Tefrikalar yüzünden, küfre
batmayın sakın;
Apaçıktır, NİSÂ’da, yüz kırk
yedinci âyet;
Mühürlü insanlara, sinirlenmeyin
sakın;
İBRAHİM Suresinde, yirmi ikinci
âyet;
MUHAMMED Sûresinde, otuz altıncı
âyet;
Allah’ın âyetleri, sebeptir
hidâyete,
Hiçbir insan, günahsız ve
kusursuz değildir;
İnsanlık teslim oldu,
nefretlere, kinlere; Gâfiller
savruldular, şeytanın kollarına,
Kur’ân,
Allah kelâmı, gerçeklerin
merceği;
“Kur’ân,
insan, kâinat” isimli üç
mercekten, "Kur’ân,
insan, kâinat"; üç kitap var
önünde,
Kendini kaptırırsan, çâresizlik
çarkına;
Mala, mülke, şöhrete, insanda
meyil çoktur;
Selâmet istiyorsan, kalbi Hakk’a
kenetle;
Bu hayat; Allah için, yarıştıkça
güzeldir,
Bil ki; Allah yolunda, boşa
gitmez emekler;
Süslü sözler gitse de,
insanların hoşuna;
İnsanlara öğüt ver, almayanı
horlama,
Benim olsa bu dünya, kurtuluşa
çözüm yok.
Numanoğlu bir fâni, şânı şöhreti
n’etsin?
|
Cengiz Numanoğlu sözleri Cengiz Numanoğlu'nun en güzel sözleri en güzel sözler en güzel beyitler seçme beyitler Kuran beyitleri namaz beyitleri insan olmak üzerine sözler derin sözler özlü sözler günün sözü günü beyiti günün şiiri islami beyitler en güzel islami sözler şairlerden seçme beyitler seçme şiirler dörtlükler en sevdiğim beyit en sevdiğim söz yaşam felsefem hayat felsefem hayatı değiştiren sözler hayata yön veren sözler sarsıcı sözler derin sözler güzel sözler özlü sözler şairlerin en güzel sözleri şairin en güzel beyitleri vecizeler veciz sözler tefekkür hakikat düşündüren sözler etkileyici sözler şuurdan şiire şuurlu sözler şuur şûur